SANAYİ
|
sanayi |
Sanayi : Tabiattan elde edilen
hammaddelerin büyük ölçüde ve sürekli bir biçimde işlenerek mamul maddeler
haline dönüştürülmesine sanayi denir.
Sanayi denince genellikle, madencilik, enerji ve imalat sanayi akla
gelir.
İmalat Sanayi : bu sanayi dalını üç ana bölümde incelemek mümkündür.
1-
Tüketim Malları Sanayi : Gıda , İçki, Tekstil gibi sanayi dallarıdır.
2-
Ara mallar Sanayi : Orman ürünleri, kağıt, deri mamulleri, lastik,
plastik, petrol ürünleri, gübre, çimento, cam, seramik, demir- çelik gibi
sanayilerdir.
3-
Yatırım Malları Sanayi : Madeni eşya, elektronik, kara hava ve demir
yolları taşıtları gibi.
Madencilik : Yer altında bulunan her
türlü madenin çıkarılması ve mamul hale getirilmesidir.(demir, bakır , altın ,
bor, gibi.
Enerji : Sanayide ve insanların diğer
ihtiyaçlarında kullanılan her türlü enerjinin elde edilmesi için yapılan
üretimlerdir. Hidroelektrik santraller, Termik Santraller. Atom (Nükleer
Santraller) gibi.
SANAYİLEŞME HAREKETLERİ
Sanayi konusu, doğal olarak
üretim ile iç içe bir konudur.İnsanların bir araya gelerek toplumu
oluşturdukları günden beri bu günkü anlamda olmasa da üretim
yapılmıştır.İnsanlık tarihinde çok uzun bir dönem için bu günkü anlamda
üretimden dolayısıyla sanayileşmeden bahsedilemez. Batı ülkelerinde özellikle İngiltere de
1700 lü yıllarda başlayan Büyük Endüstri
Devriminin gerçekleştirilmesinden sonra, günümüzdeki sanayi hareketlerine
benzeyen sanayi ortaya çıkmıştır. Bunun birinci nedeni buharlı makinelerin
icadı ile insanların büyük kuvvetler elde edebilmeleri, bu kuvvetlerle tabiata
hakim olmalarıdır.
Bu sanayileşme hareketi bütün
Avrupa’da hızla yayılmaya başlamış,tek
tek üretimin yerini kitlesel üretim almış, bu nedenle günümüzde
Avrupa, batı medeniyetinin sahibi olmak sıfatı ile dünyanın en gelişmiş
ülkeleri konumunda bulunmaktadır.
Bu sırada Osmanlı Devleti dünyanın büyük
devletlerinden biri olarak bu hareketlere (günün şartları gereği ile de)
ilgisiz kalmıştır. O yıllarda verilen bir şeyhülislamlık fetvasında :
“İnsanların dört duvar arasında sanayi işleri ile uğraşmaları züldür. Bunun
yerine ahali bağ ve bahçelerde ziraat işleri ili uğraşmalıdır.” Denilmiştir.
Avrupa’da sanayi
hareketlerinin başlamasından yaklaşık üç
yüz sene sonra konunun önemi fark edilmiş eğitim kurumlarından başlamak üzere
Osmanlı bütün yapısını Avrupa’ya benzetmeye çalışmıştır. Yapılan çalışmalar
genellikle günlük tedbirler biçiminde, geçici,bölgesel nitelikte olmuş, kalıcı
değişiklikler gerçekleştirilememiştir. Yine de bu dönemde yapılan işler övgüye
değerdir.
CUMHURİYET DÖNEMİ SANAYİLEŞME HAREKETLERİ
Türkiye’de Cumhuriyet
öncesinde yok denilecek seviyede olan sanayi, tarımsal faaliyetler ve el
sanatları niteliğinde idi. 1923 yılında Cumhuriyetin ilanı ile birlikte
başlatılan çalışmalar, İzmir İktisat Kongresi ile sanayi, tarım, ulaştırma,
konularında yapılacakların kararları verilmiştir.
1927 yılından itibaren özel sektörün teşviki
ile önemli gelişmeler sağlanmıştır. O yılların “Üç beyazı biz üreteceğiz”
sloganı ile başlatılan sanayileşme hareketi 1929 dünya ekonomik krizi ile
sekteye uğramıştır. 1931 yılında hazırlanan 1. beş yıllık kalkınma planı 1933
yılında uygulamaya konularak ekonomik alanda devletçilik olarak nitelendirilen çalışmalar
başlatılmıştır.
1933 – 1950 döneminde,devletçilik
politikası ile yabancıların elinde bulunan sanayi, maden işletmeleri
millileştirilmiş,eti bank, Sümer bank, demir yolu, kara yolu ve liman
inşaatları bu dönemde gerçekleştirilmiştir.
1. beş yıllık kalkınma
planının başarıl olduğu görülünce, 2. beş yıllık kalkınma planına göre:
madencilik, taş kömürü, elektrik santralleri ve denizcilik alanında 100 den
fazla fabrikanın kurulması öngörülmüş, 2. Dünya savaşının çıkması ile projeler
büyük oranda gerçekleşememiştir.
Savaş yıllarında özel sektör
girişimleri büyük ölçüde durmuş, devlet yatırımları uygulanabilir şekilde ön
plana geçmiştir.
2. Dünya savaşı sonunda
gelişmiş ülkeler tarafından az gelişmiş ülkelere askeri ve ekonomik alanda
yardım yapılmış Marshal Planı adı altında Türkiye’ye de bu yardımlar
yapılmıştır.
1950 – 1960 döneminde, devletçilik
yerine özel teşebbüsün ağırlık kazandığı ekonomik döneme girilmiştir. Dönem
boyunca yatırımlarda artış görülmüş, sanayileşme yolunda önemli adımlar
atılmıştır. Ancak bu dönemde, yatırımlar için finansman güçlüğü bulunduğundan
ekonomi üzerinde enflasyonist baskılar görülmüştür.
1960 sonrası dönemde vazgeçilen planlı
kalkınmaya tekrar dönülmüş,konu ile ilgili olarak Devlet Planlama Teşkilatı
1960 yılında kurulmuş, bu dönemde imalat sanayi sürekli gelişme göstermiştir.
1980 yılından itibaren, sabit
fiyatlarla yatırımlarda gerileme olmuş, işletmelerin tam kapasite ile
çalışmamaları, üretimin yetersiz oluşu, yeni yatırımların yapılamaması, finansman
eksikliği, ekonominin sürekli problemleri haline gelmiştir.
1970 li yılların
ortalarından bu güne kadar, yukarıdaki nedenlerden dolayı enflasyon
ekonomimizde istenmeyen bir unsur olarak sürekli bulunmuştur.